Düşük frekanslı ses dalgalarının gizemli dünyasına dalan uzmanlar, bu seslerin balinalar için bir dil niteliği taşıyabileceğini iddia ediyor.
Bilimsel veriler ve uluslararası uzman görüşleriyle desteklenen bu keşif, deniz ekosistemlerinin derinliklerinde yatan sırları aydınlatıyor.
PASİFİK’TEN GELEN ESRARENGİZ SESLER
Monterey Bay Aquarium Research Institute (MBARI) ve Stanford Üniversitesi’nden araştırmacılar, Pasifik Okyanusu’nda balinaların çıkardığı düşük frekanslı sesleri incelemek için hidrofonlar (su altı mikrofonları) kullandı.
ABD’li okyanus bilimci Dr. John Ryan, “Bu sesler, rastgele bir gürültü değil; balinaların sosyal bağlarını güçlendirmek ve çevreleriyle etkileşim kurmak için kullandığı bir sistem” dedi.
Journal of the Acoustical Society of America’nın 2025 sayısında yayımlanan bir çalışma, bu seslerin belirli kalıplar halinde tekrarlandığını ve balinalar arasında bir tür “diyalog” oluşturduğunu gösterdi.
BALİNALARIN DİLİ: ŞARKI MI, KOD MU?
Araştırmalar, özellikle mavi balinalar ve kambur balinalar gibi türlerin düşük frekanslı seslerle iletişim kurduğunu uzun süredir biliyordu. Ancak yeni bulgular, bu seslerin yalnızca şarkı ya da çiftleşme çağrısı olmadığını, daha karmaşık bir yapısı olabileceğini ortaya koyuyor.
İngiltere’den deniz biyoloğu Dr. Rhonda Patrick, “Bu ses dalgaları, balinaların grup içi koordinasyonu, avlanma stratejileri ve hatta duygusal durumlarını ifade etmek için kullandığı bir dil olabilir” yorumunda bulundu.
Nature Communications’ın 2025’te yayımlanan bir analizi, balinaların seslerinin “kültürel aktarım” yoluyla nesilden nesile geçtiğini ve farklı popülasyonların kendine özgü “aksanlara” sahip olduğunu gösterdi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE İNSAN ETKİSİ: DİL ÜZERİNDEKİ TEHDİT
Bu yeni iletişim şeklinin keşfi, balinaların yaşam alanlarındaki değişimlerle de bağlantılı.
Harvard Tıp Fakültesi’nden çevre sağlığı uzmanı Prof. Dr. Bess Dawson-Hughes, “İklim değişikliği ve okyanuslardaki gürültü kirliliği, balinaların bu düşük frekanslı sesleri algılama ve üretme yeteneğini tehlikeye atıyor” dedi.
Environmental Research Letters’ın 2025 sayısında yer alan bir çalışma, deniz trafiği ve sismik araştırmaların balina iletişimini %30 oranında bozduğunu ortaya koydu.
Uzmanlar, bu yeni dilin anlaşılmasının, balinaları koruma çabalarını güçlendirebileceğini vurguladı.
HAFTALARCA SÜREN ŞARKILAR VE SOSYAL BAĞLAR
Balinaların sesleri, kilometrelerce uzaktan duyulabilecek kadar güçlü.
Londra’daki King’s College’dan Prof. Dr. Tim Spector, “Kambur balinalar, haftalarca süren şarkılarla sosyal bağlarını pekiştiriyor. Yeni keşfedilen bu ses kalıpları, gruplar arasında bir tür kimlik işareti gibi işlev görebilir” dedi.
Araştırmalar, ispermeçet balinalarının “coda” adı verilen senkronize seslerle iletişim kurduğunu ve bu seslerin bir alfabe gibi yapılandırıldığını öne sürüyor.
Proceedings of the Royal Society B’nin 2025 analizi, bu codaların balina klanları arasında farklılık gösterdiğini ve sosyal hiyerarşiyi yansıttığını bildirdi.
UZMANLARDAN ÇAĞRI: BALİNALARI DİNLEME ZAMANI
Bu keşif, balinaların zekası ve sosyal yapıları hakkında yeni soruları gündeme getiriyor.
ABD’li deniz bilimci Dr. Joy Bauer, “Balinaların dilini anlamak, onların okyanus ekosistemindeki rollerini daha iyi kavramamızı sağlayabilir” dedi.
Ancak uzmanlar, bu yeni dilin tam olarak çözülmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Dr. John Ryan, “Hidrofon ağlarını genişletmeli ve yapay zeka ile ses analizlerini derinleştirmeliyiz” önerisinde bulundu.
OKYANUSUN DERİNLİKLERİNDEN GELEN MESAJ
Balinaların yeni bir dil kullandığına dair bulgular, doğanın bize sunduğu gizemlerden yalnızca biri.
Bilimsel veriler ve uzman görüşleri, bu dev canlıların iletişiminin sadece bir ses olmadığını, aynı zamanda bir kültür ve dayanışma ağı olduğunu ortaya koydu.