Batı’dan Rusya’ya karşı mühimmat ile askeri araç ve gereç isteyen Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky, ülkesinin NATO’ya üyeliği için de baskı oluşturmaya çalışıyor.
Ancak perşembe günü Moldova’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısında Zelensky, NATO ve Avrupa Birliği (AB) üyeliği taleplerini yinelerken, Norveç’te toplanan askeri ittifak liderleri Ukrayna’nın çağrısına dair fikir ayrılığına düştü.
Zelensky, Moskova’nın “yalnızca ortak güvenlik alanının dışında kalanları yutmaya çalıştığı” için Rusya’ya sınırı olan tüm ülkelerin hem AB’ye hem de NATO’ya tam üye olması gerektiğini söyledi.
NATO’da Kiev bilmecesi
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, herhangi bir anlaşmazlık belirtisini ortadan kaldırmak amacıyla Oslo’da verdiği demeçte, “Bütün müttefikler, Moskova’nın NATO’nun genişlemesine karşı vetosu olmadığı konusunda hemfikirdir.” dedi.
Söz konusu askeri ittifak, 2008’de Ukrayna’nın ittifaka katılacağını kabul etti, ancak liderler şu ana kadar adım atmaktan geri durdu.
Doğu Avrupa’daki en yakın müttefikleri, Ukrayna’yı üyeliğe yaklaştırmak için somut adımlar atılması çağrısında bulunurken, ABD ve Almanya gibi Batılı hükümetler, ittifakı Rusya ile savaşa yaklaştırabilecek herhangi bir adıma karşı temkinli davranıyor.
Doğu Avrupa’daki müttefikler olumlu yaklaşıyor
Al Jazeera’nin haberine göre, Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, Kiev’in 14 yıldır NATO’dan yanıt beklerken iki kez işgal edildiğini belirtti.
Estonyalı mevkidaşı tarafından da dile getirilen çağrıda Landsbergis, şöyle dedi:
Ukrayna’nın NATO’ya nasıl yaklaşacağı ve ne zaman ittifakın üyesi olacağı konusunda oturup gerçekten somut bir cevap bulmanın vakti geldi.
Almanya ve Lüksemburg gibi diğer müttefikler, NATO’nun Kiev’in katılımı konusunda acele etmesi durumunda ortaya çıkabilecek riskleri vurgularken, Macaristan, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin yaklaşan zirvede gündemde olamayacağını açıkça ifade etti.
Almanya: Savaşın ortasındaki ülkeleri kabul edemeyiz
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ülkesinin Kiev’e ilişkin tutumunu şu sözlerle anlattı:
NATO’nun açık kapı politikası devam ediyor, ancak aynı zamanda savaşın ortasında olan ülkeleri kabul etmekten söz edemeyeceğimiz de açık.