CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, katıldığı bir televizyon programında beş teğmenin TSK’dan ihraç kararını değerlendirdi.
Bağcıoğlu, şunları söyledi:
“BÜYÜK BİR HAYAL KIRIKLIĞI İÇİNDEYİM”
“Büyük hayal kırıklığı ve üzüntü içerisindeyim. TSK’da 32 yıl görev yapmış, bu süreçleri bilen biri olarak yaşanan bu süreç beni derinden yaraladı. Büyük bir hayal kırıklığı içindeyim. Sivil amirleri, asker amirleri konusunda. Askerlik onuru ve askerlik ruhu Silahlı Kuvvetler’deki silah arkadaşlarımın zedelenmiş durumda. Bu kadar güçlü savunma yapılıp, hocaların desteği ile 12 tane çok etkili avukat vasıtasıyla Barolar Birliği Başkanımızın desteğiyle bütün iddialar çürütülüp bu sonucun gelmesi çok üzücü. Bu bir idari karar, yargısal bir karar değil. Yargı denetimine açık bu karar.
Bundan sonra idare mahkemesine gidecek. İdare mahkemesine bütün değerli avukatlar sunacaklar görüşlerini, savunmalarını ve Ankara’da hakimlerin olduğunu göreceğiz inşallah. Önce yürütmeyi durdurma kararı veya daha sonra iptal kararıyla.
“ANKARA’NIN DA YARGIÇLARI, HAKİMLERİ OLDUĞUNA İNANIYORUM”
Bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Bugün Twitter’da da paylaşım yaptım ben. Sabahtan beri birtakım yayın organları 2007-2015 arasındaki FETÖ dönemi gibi ‘Teğmenler kesin ihraç edilecek’, daha sonra noktalama işaretleri de aynı olmak üzere yüzlerce hatta binlerce bu ihraç kararını destekleyen tweetler atılıyor son 4-5 saattir. Birincisi, teğmenlere cuntacı suçlaması yapıyorlar. MSB açıklamasında bile cuntacılık tabiri geçmiyor, bu bir iftira. Bu tamamen bir iftira, algı harekatı. FETÖ dönemi gibi bir faaliyet. İkincisi, muhtemelen içeriden bilgi sızdırıldı,
MSB herhalde içeriden bilgi sızdırarak, kimin sızdırdığını, ne maksatla sızdırdığını inceler. Bu da Askeri Ceza Kanunu’nun hilafına bir husus. Eğer şu ana kadar yargılamanın devam ettiğini farz ve kabul edersek adil yargılamayı etkileyen bir husus da var burada. Dolayısıyla tamamen bir algı harekatı. Başından beri bunu gördük. 31 Ağustos sabahından itibaren, 30 Ağustos’taki tören hitamında binlerce trol hesabı, siyasetçiler, gazeteciler hedef göstererek bu teğmenleri namlunun ucuna koydular, daha sonra TSK’dan ihraç edilmelerine neden oldular. Tek kelimeyle yazıklar olsun diyorum. Mustafa Kemal’in askeri olduklarını ifade eden bu çocuklara yapılan bu haksızlığı da şiddetle kınıyorum. Ama tekrar söylüyorum, bu bir idari karar, yargısal süreç yeni başlayacak. Hukuki bir karar alacağını ve Ankara’nın da yargıçları, hakimleri olduğuna da inanıyorum ben.”
“5-6 SAATTİR BU TİP BİR ALGI HAREKATI YAPILMASI İÇERİDEN BİLGİ SIZDIRILDIĞINI GÖSTERİYOR”
Bağcıoğlu, içeriden bir bilgi sızdırılması ihtimalinin olup olmadığının sorulması üzerine şunları söyledi:
“Ben TSK mensubu olarak, emekli oldum, 32 yıl görev yaptım. İçeriden en ufak bir bilgi talebim olamaz, bana da bir bilgi gelemez. Beni bırakın, avukatları bile şu an itibarıyla bunu ajanslardan duymuştur. Dolayısıyla içeriden avukatlara filan en ufak bir bilgi verilmemişken, 5-6 saattir bu tip bir algı harekatı yapılması, hatta bir gazetenin internet sitesinde ‘Cuntacılar büyük ihtimalle ihraç edilecek’, ‘TSK temizlenecek’ gibi ifadeler kullanmaları, durup dururken bugün başlamaları bana içeriden bilgi sızdırıldığını, toplumun buna hazırlandığını gösteriyor.
Şunu da belirteyim. Çok değişik anketler var. Yüzde 77, yüzde 78 oranında Türk halkı, Türk milleti, asil Türk milleti teğmenlerin yanında. Dolayısıyla bu hem vicdanen hem hem hukuken hem de siyaseten sonuçları olur.”
“ASTIN HUKUKU KORUNDU MU?”
Söz konusu sonuçların neler olabileceğinin sorulması üzerine Bağcıoğlu şöyle konuştu:
“Bir kere Türk milleti ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ diyen, edebi Başkomutanı’na saygısını, bağlılığını sunan bir grup teğmenin ihraç edilmesine şahit oldu. ‘Disiplin’ deniliyor, ben size TSK iç hizmet kanunundaki disiplin maddesini açıklayım. ‘Amirlere, nizamlara, kanunlara mutlak itaat, astın ve üstün hukukunu korumaktır’ diyor disiplin kanunu. Astın hukuku korundu mu?
Olmadık gerekçelerle insanlar gözaltına alınırken, gazeteciler sırf haber yaptılar diye gözaltına alınırken ölümle tehdit edenler, TSK’nın muvazzaf görevdeki subaylarını ölümle tehdit edenlere ne yapıldı?”
