ABD ile Çin arasındaki rekabet, bizi uzayın derinliklerine kadar götürdü. İki süper güç, galaktik üstünlük için birbirleriyle amansız bir yarışa girişti. Peki, bu kozmik kapışmada bizi neler bekliyor? Detaylar içerikte. ?
Kaynak: 1
ABD ve Çin arasındaki uzay yarışı, Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki rekabetin modern bir yansıması olarak görülüyor.
NASA, 2021 yılında Elon Musk’ın SpaceX şirketiyle Ay’a iniş sistemi üretmek üzere 3 milyar dolarlık bir sözleşme imzalamıştı.
Aynı zamanda Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un Blue Origin şirketi de Ay’a iniş sistemi üretmek için 3,4 milyar dolarlık bir sözleşme ile NASA tarafından seçildi.
Çin’in uzay programı ise Ay’ın kutup bölgelerine ulaşma hedefini ve kendi uzay üssünü kurma başarısını içeriyor.
Nelson’a göre Çin’in Ay’ın güney kutbunda su bulunduğunda “Burası bizim bölge, buraya gelemezsiniz” diyebileceği endişesi mevcut.
ABD’nin, Çin ile olan geniş kapsamlı rekabetinin bir parçası olarak bu yatırımları yaptığı ve yarışta önde kalmak için özel sektöre olan bağlılığını artırdığı net.
Avrupa Uzay Ajansı’na göre şu anda dünya yörüngesinde 10.500’den fazla uydu bulunuyor.
Yatırım şirketi Space Capital’in kurucusu Chad Andersen, uzaydan elde edilen gelirin ve yatırımın önemini ve bu sektördeki büyümenin arkasındaki itici gücün SpaceX olduğunu belirtiyor.
Ayrıca Yeni Zelanda merkezli RocketLab gibi firmalar da uzay ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır.
RocketLab’ın kurucusu ve mühendisi Peter Beck, kariyerine bulaşık makineleriyle başlayarak uzaya roket fırlatma noktasına geldi.
Bu gelişmeler, uzay sektörünün hem bilimsel hem de ticari açıdan büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.